Tren yolculukları insanı değiştirirmiş... saatlerce camdan dışarı bakınca insan bütün hayatı sanki gözlerinin önünden geçiyor gibi oluyor... pişmanlıkları, üzüntüleri, sancıları, özlemleri, hataları... güzel hiçbir şey gelmez benim aklıma o geniş camlardan dışarı bakarken. sanki hep bir hüzün insanın içine alır alır kaplar kaplar...
Şu anda Göteborg kentine gidiyoruz... Trenle... İsveç'in yemyeşil kasabalarının arasından, meşelerin, selvilerin, çınarların arasına serilmiş demir rayların üzerine kıvrıla kıvrıla...
Birbirinden farklı, hayatları farklı, isimleri farklı, yaşları farklı, yaşantıları farklı insanlar aynı vagonda. Kitaplarını, elmalarını, gazetelerini, müziklerini almışlar yanlarına. uzun bir yolculuğa hazırlar..
trenler hep kentlerden uzakta ilerler değil mi... otobanlar, kalabalıklar, gürültülerden uzak. sonsuz bir ufuk çizgisi vardır trenlerin camlarından bakınca. ellerini çıkarırsın boşluğa... insan gerçekten kendini farklı hisseder. sanki özgürlükte sallanan bir sarkaç gibi...
sonra oturursun camdan dışarı bakarsın... aklına özlemler gelir, hatalar, geriye dönüp düzeltmek istediklerin, her şey başka türlü mü olmalıydı diye iç geçirmelerin...
ağaçlar, kalabalıktan uzak evler, uçsuz bucaksız yeşillikler...
trenleri, geniş camlarını, yalnızlığı ve sessizliği kutsamalarını seviyorum... beni değiştirmesini sevecek miyim bilmiyorum...
12 yorum:
Merhaba ,
Ne güzel yazmışsın eline sağlık , Şuan masa başında gözlerimi zor açarak yazıyorum ve düşün yazın o kadar içimi açtı ki yerinde olmak için biçok şey verebilirim:))
Mevlana'nın da dediği gibi; "Ne yöne gidersen git, -Doğu, Batı, Kuzey ya da Güney- çıktığın her yolculuğu içine doğru bir seyahat olarak düşün! Kendi içine yolculuk eden kişi, sonunda arzı dolaşır."
Teşekkürler Bilge
İyi yolculuklar...
Pardon Şems'in 40 Altın kuralından 10.'su ama ne fark eder ki ikiside birbirinin aynası;çift beden,tek ruh..
Anlatacaklarını dinlemek için sabırsızlanıyorum. Nasıl buldun bakalım bizim memleketi :)
yolculuklar... içimi acıttı bu kez... gülsünüm, canım evet anlatacat o kadar çok şey var ki...bitmiyor di mi bilgenin maceraları.. bazen oturup açıyorum yazdıklarımı okuyorum... nelerden geçmişim diye... aslında ne çok şeyden geçtik değil mi? bazen bir adım bile atmamışım gibi geliyor bazen de miller aşmışım da geri dönülemez yollara girmişim...
seni özledim..
adsız her kimsen, ya da düşündüğüm kişiysen -ki öylesin biliyorum- sonunda arza ulaşır mıyım bilmiyorum ama bu kez içime doğru yola çıkmışım bunu biliyorum... eğer "oysan" seni de özledim...
Keşke yazmasını istediğin o kişi olsaydım , ama o değilim..
Derler ki bilgeler... ruhunu bırak sevdayla yürüsün, vücudunu bırak adsız ölsün...
ya da bu bilge demiş bilmiyorum... ama iyi demiş... kim olursan ol seni de özleyeyim:)) vatanımdaki bütün ruhları özledim gerçekten... bir kez daha anladım ki ben asla başka bir ülkede yaşayamayacak kadar seviyorum bu ülkeyi.. yaşlandım mı ne?:))
İnsanların isimleri hayatlarını etkiler zaten Bilge'cim. O zaman hanginiz demişseniz iyiki demişsiniz..
Belki beni de özlemişsindir.. Yaziim dedim.. (Kıskandım mı ne :P)
Bu kadar güzel yorumlara karşın yazayım kim olduğumu:))
Çiğdem'in öğrencisi Gamze'yim:))
Bu arada senin bloguna özendim ve blog açtım seninkisi kadar renkli olur mu bilmem ama adresim:www.scarletcilek.blogspot.com
gamzeciğim... hoşgeldin:)) bloguna baktım. canımı gördüm:)) sanki çilek bana birilerini hatırlattı ne bileyim:))) ne güzel saçların var öyle... biz pırasagillerden geliyoruz?
mine seni özlememe gerek yok. zaten hep birlikteyiz:)) isimler konusundaysa haklısın... beni daha iyi anlatan bir isim daha olamazdı herhalde, ya seni?
Hoşbulduk:)ehehe teşekkür ederim ama seninde çok güsel ki=)
Teşekkürler güzel scarlett... gel istanbula da seni gezdirelim:))
Valla süper olur:) 6 yaşımdayken istanbula gelmişim çok iyi hatırlıyorum tek hayalim o köprüden geçmekti nitekim geçmişiz fakat ben uyurken...;))
Sende izmire gel Çilek'le seni gezdirelimmm:)
Yorum Gönder