Sus, kimseler duymasın,
Duymasın, ölürüm ha.
Aymışam yarı gece,
Seni bulmuşam sonra.
Seni, kaburgamın altın parçası.
Seni, dişlerinde elma kokusu
Bir daha hangi ana doğurur bizi?
Ruhum...
Mısra çekiyorum haberin olsun.
Çarşıların en küçük meyhanesi bu,
Saçları yüzümde kardeş, çocuksu.
Derimizin altında o ölüm namussuzu...
Ve Ahmedin işi ilk rasgidiyor. İlktir dost elinin hançersizliği...
Ağlıyor yeşil.
Rüya, bütün çektiğimiz.
Rüya kahrım, rüya zindan.
Nasıl da yılları buldu,
Bir mısra boyu maceram...
Bilmezler nasıl aradık birbirimizi,
Bilmezler nasıl sevdik,
İki yitik hasret,
İki parça can.
Çatladı yüreği çakmaktaşının,
Ağıyor gökkuşaklarının serinliğinde
Çağlardır boğulmuş bir su...
Ağıyor yeşil....
4 yorum:
Hep dinlemiştim bu şiiri, ilk defa okudum.. Buradan Fikret Kızılok'u da analım bu vesileyle..
çok sevindim ilkine katkıda bulunduğuma::)) kızılok'u, yarın da diğer en büyük devi anarız..:))
bu arada şiirin tamamı çok uzundu... ama http://siir.gen.tr/siir/a/ahmed_arif/suskun.htm adresinden okuyabilirsin...
Yaa :(
Bugün de Nazım..
Aaah, ah.
"Haziran'da ölmek zor.."
ahmet kaya bu şiiri çok güzel söylüyor içine işliyor insanın
Yorum Gönder