O zaman gitmemişler için biraz da Denizli'den dem vuralım... Böyle İç Anadolu ile Ege'nin kesiştiği bir yere sıkışmış minik bir ilimiz kendisi... Asıl ünlü yeri Pamukkale ama biz pazar günü işe dönmek zorunda olduğumuz için ne yazık ki kentin merkeziyle yetinmek zorunda kaldık...
Aslında pek de sıkıldığımız söylenemez. Otele eşyalarımızı attık... aaaa bu arada unutmayayım. kaldığımız otel Bulut Otel'di... çok temiz, çok güzel, klimalı... yolunuz denizliye düşerse mutlaka burada kalın ve kahvaltıda nefis gözlemeleri yiyiverin (http://www.bulutotel.com/)...
ardından çarşıyı gezelim dedik. denizli buldan denilen kumaşı, işlemeli yorganları, yatak örtüleri, havlularıyla ünlü... en ünlü işhanı da babadağlılar. içeri girince insan kendinden geçiyor... dönemeçli yukarı çıkan kat kat işhanında birbirinden renkli örtüler satılıyor. insanın hepsini alası geliyor gerçekten... öyle gezdik, ben kocaaammann, en parlağından, en işlemelisinden bir yatak örtüsü takımı aldım...
sonra da tabii ki denizlinin muhteşem kuyu kebabını yemeye gittik. oranın en ünlü yeri halil'miş... biz de oraya gittik, ama içerisi çok temiz değildi. yemekler gelmiş oldu ve kalkamadık ama orayı tavsiye etmem valla... bir de enver varmış oraya bir bakın...
ama bir kuyu kebabı geldi arkadaşlar parmaklarınızı yersiniz... bu arada orada çatal-bıçak yok. tandır etler bir pidenin üzerine serilmiş halde geliyor. pide lavaştan kalın, iskender pidesinden ince bir pide.. alıyorsun avuç içine, koyuyorsun içine muhteşem kuzu etini, sarıp yiyiveriyosun (bakınız resim:))... ben böyle güzel tandırı çok az yemişimdir...
denizli güzel hoş da akşam böyle oturup yemek yiyip bir şeyler içeyim dediğiniz yer pek yok... ocakbaşları, kebabın kaburganın yanında ayran ve çay vermeyi tercih ediyor. sorup soruşturduk, çamlık denilen minibüsle 20 dakika süren bir semt varmış. orada içki içilen lokantaları bulabilirsiniz dediler. koca kent merkezinde bir tane ama bir tane bile yoktu içkili lokanta. hem de egenin bir ilinde oluyor bu... iki dönemdir AKP'nin elinde olduğu için belki de... ama duyduğum kadarıyla konya gibiymiş; yani içki evlerde içiliyor, dışarda değil... yine de Mehmet Yaşin'in dedikleri kulağımda çınladı bir an: Anadolu'da birkaç yıla kadar alkol bulmak imkansız olacak...
Biz de gittik güzel otelimizin terasına, oturduk mezelerimizle güzel denizli manzarası karşısına keyif yaptık... eee istanbulda dağ yok ya bari onun keyfini çıkaralım dedik... yine de içimden geçirmedim değil: istanbul'un kaşına gözüne kurban olayım...
2 yorum:
merhaba;
ben yazıdaki bazı eksikleri bir denizlili olarak doldurayım istedim. ilk olarak yediğiniz keabp bir kuyu kebabı değildir zira o kebap kuyuda değil odun fırınında kızaran tuğların arasına kanca atılarak yapılır. dolayısıyla kuyuda pişmez. pişirilişi sırasında kullanılan teknikler itibariyle(kancalara etin asılış şekli, odun ateşinin yakılması ve kullanılan tuğlalalırn özel yapısı vs.) sebebiyle "denizli kebabı" olarak adlandırılır. ayrıca denizli merkezde alkol alınıp, yemek yenecek en az 10 kadar mekan mevcuttur. bunlardan gazeteciler en meshurudur ve sehrin tam gobegindedir. sanatsevenler keza bir digeridir acık havada muhtesem saraplar servis ederler. ayrıca denizli minik bir ilimiz değil 600.000 nufusuyla Batı anadolu'nun en büyük ihracat kentidir. Ha bir de unutmadan ekleyeyim Denizli'nin artık yeni merkezi Çamlıktır ve asıl hayat-sosyal hayat- çamlıkta yaşanabilir. Yani denizli'de cınarda içkili lokanta aramak, İstanbul Cağaloğlu'nda gece 2 de dolaşmak gibir. Taksim için bakınız Çamlık:)
merhaba şafak...
senin uyarından sonra yazıyı baştan bir kez daha okudum. Hayli zaman geçtiği için çoğunu hatırlamıyordum. Öncelikle teşekkür ederim yazdıkların için. kuyu kebabı nerede var denince bizi oraya gönderdiler. bileydim olmadığını oturur muydum hiç? ama istanbulluları anadoluda kandırmak gayet kolaydır sen de bilirsin. çok şey biliyormuş sanarlar ama aslında tam cahillerdir:))...
alkol alınacak yer de bulamadık. ne yapayım? sonuçta istanbulda da evet bazı yerlerde bulamayabilirsin -örneğin fatihin bazı yerleri- ama maç günü neredeyse yarım saat dolandık. ve bize de çamlığa gitmenin zor olduğunu söylemişlerdi hatırlıyorum...
o zaman yazdıklarından sonra denizliye gelmek farz oldu! kuyu kebabı ve çamlıkta rakı içmek için:))... yine de teşekkür ederim.
peki ben bir soru sorabilir miyim? merak ettim de blogumu internette nasıl buldun?
Yorum Gönder