2.6.09

Bilmezler nasıl aradık birbirimizi, bilmezler nasıl sevdik...

Üniversitede keşfettim onu... Arkadaşlarımızla aramızda sürekli kitabını değiştirip dururduk. Ben bir sürü kitabı olduğunu sanıyordum. oysa ki sonradan öğrendim tek bir kitapla gelmiş, göçmüştü bu dünyadan... sadece 30 küsür şiiriyle yürekleri, hasretlikleri, umutları keşfetmişti... Anadolu'yu uzanmış, ordan 33 kurşunu anlatmış, sonra da 18 yıl önce 2 Haziran'da gözlerini kapatmıştı... bugüne kadar bir sürü arkadaşıma hediye ettiğim, kütüphanemden hiç eksik olmayan kitaptır Ahmed Arif'in "hasretinden prangalar eskittim" eseri... en bilinen eseri de aynı adı taşır ama ben benim en sevdiğimi yazmak istiyorum size... "rüya bütün çektiğimiz" diye başlayan muhteşem dörtlüğün gönlümü yıllar boyu çaldığı şiiri...


Sus, kimseler duymasın,
Duymasın, ölürüm ha.
Aymışam yarı gece,
Seni bulmuşam sonra.
Seni, kaburgamın altın parçası.
Seni, dişlerinde elma kokusu

Bir daha hangi ana doğurur bizi?
Ruhum...
Mısra çekiyorum haberin olsun.
Çarşıların en küçük meyhanesi bu,
Saçları yüzümde kardeş, çocuksu.
Derimizin altında o ölüm namussuzu...
Ve Ahmedin işi ilk rasgidiyor.
İlktir dost elinin hançersizliği...
Ağlıyor yeşil.


Rüya, bütün çektiğimiz.
Rüya kahrım, rüya zindan.
Nasıl da yılları buldu,
Bir mısra boyu maceram...
Bilmezler nasıl aradık birbirimizi,
Bilmezler nasıl sevdik,
İki yitik hasret,
İki parça can.

Çatladı yüreği çakmaktaşının,
Ağıyor gökkuşaklarının serinliğinde
Çağlardır boğulmuş bir su...
Ağıyor yeşil....

4 yorum:

Adsız dedi ki...

Hep dinlemiştim bu şiiri, ilk defa okudum.. Buradan Fikret Kızılok'u da analım bu vesileyle..

Bilge dedi ki...

çok sevindim ilkine katkıda bulunduğuma::)) kızılok'u, yarın da diğer en büyük devi anarız..:))
bu arada şiirin tamamı çok uzundu... ama http://siir.gen.tr/siir/a/ahmed_arif/suskun.htm adresinden okuyabilirsin...

Mine Yaman dedi ki...

Yaa :(
Bugün de Nazım..

Aaah, ah.
"Haziran'da ölmek zor.."

Adsız dedi ki...

ahmet kaya bu şiiri çok güzel söylüyor içine işliyor insanın