13.12.09

Bir Arap ülkesinde kadın olmak (ya da olamamak)


Ürdün geldiğim ikinci Arap ülkesi. daha önce mısıra gitmiştim. Kahire'ye gittiğimde hava sıcaktı ve çok daha kalabalıktı ve çok daha hareketliydi ve görülecek çok daha fazla yeri vardı. Ürdün'ün başkenti Amman ise minnacık. Görülecek ve yapılacak çok fazla bir şey yok. Zaten sokaklarda öyleee başına buyruk, kurban olduğum İstanbul gibi gezemiyorsun. Evet kimi zaman Sultanahmet de burası kadar fecaat olabiliyor, biliyorum. İşte o onlarda bizim kentlere gelen turist kızcağızları düşünüp hallerini anlayabiliyorum. 
1- Nasıl giyerseniz giyin, ne kadar uzun elbiseler, mantolar geçirirseniz geçirin üstünüze asla onlardan olamıyorsunuz. Alnınızda yazılan "Bizden değil" sözleri dikkatleri üstünüze çekmeye yeter.
2- Zaten elinizde fotoğraf makinesiyle "Evet evet değilim" diye bağırıyorsunuz.
3- Hello, where are you from? İşte kilit cümle. Başlanıyor saymaya, Espanyol, İtalian vs vs. Tipinizin esmer olması dışında onlarla hiçbir bağınızın olmadığı onlarca memleketten olmadığınızı ima etmeye çalışıyorsunuz. En sonunda çabalar nafile ve ağzınızdan o geri dönüşü olmayan kelime çıkıyor: Turkey.
4- Aaaa Turkey... Merhaba, hasan şaş yavaş yavaş...!! O kadar etkileniyorsunuz ki kelimeler nafile kalıyor. Bir sonraki soruya geliyor sıra. Whats your name?
5- Bu işi yıllar önce çözdüm. Her dilde bir karşılığı olabilecek ismi keşfettim sonunda: Ayşe. Ayşa, Aişa gibi açılımlarıyla tüm sorunları çözebiliyorum. Böylece bilge'nin 12 halini söyleyemeyen kitlelerle karşılaşmıyorum, tavsiye ederim-hem de şiddetle...
6- Neyse ki herkesten kaçtınız ve sessiz bir sığınak buldunuz kendinize. Mesela bir park. Böyle şehrin göbeğinde Arap kadınlarının kocalarıyla, çocuklarıyla, eltileriyle, analarıyla (tek bulmak gerçekten zor) yakınlarına oturuyorsunuz. Burada güvendeyim diyorsunuz. Kader ise size gülüyor. Bir anda etrafınızda ikili gezinen esmerler bitiveriyor.
7- Kalkıp "modern" dünyanın bir ürünü olacağınız düşündüğünüz bir Starbucks buluyorsunuz. Starbucks ya mutlaka içeride Amerika'da gördüğünüz muameleyi göreceğinizi sanıyorsunuz. Olmuyor, bu kez iki kahveyle ortaya çıkıveriyorlar...
8- Olmuyor olmuyor olmuyor. Kimseyle konuşmadan gözlükleri takıp kalkıyorsunuz. En iyisi dükkan dükkan gezinmek, iyi bir lokantanın bir köşesine sinmek, ya da gittiğiniz ülkeden bir arkadaşınız varsa onunla güven içinde birlikte takılmak. Ya da yanınıza mutlaka bir eş/arkadaş/yoldaş bulun... Hele ki kadınsanız... Sultanahmette gezinen yabancılara allah gerçekten sabır versin!!!

2 yorum:

Adsız dedi ki...

eller gunahkar dıller gunahkar erkekler hepten bır cag yangını bu butun dunya gunahkar :) ben harıc carsı :)

Bilge dedi ki...

Buyur?:)