20.1.10

İstanbul'da kar var... Benim aklımda çam ağaçları, edirne, yünlü çoraplarım, sıcak şarap ve annemin gönderdiği resim var...


İstanbul ne güzel değil mi? Bembeyaz... Bizim işyeri balmumcuda. dün nasıl yağdı kar nasıl... sonra tipi... eskiden küçükken biz bahçelievlerde otururduk hatırlarım da bütün sokakları bembeyaz olurdu. sonra bütün arkadaşlar çıkar kartopu oynardık. sonra ataköye taşındık. orası da kar yağınca cennet olur... sitedir ama komşularımız çok iyidir. hep beraber çıkıp kardan adam yapmışlığımız bile vardır...
nedense kar bana kapanmış okulları, beylikdüzünü, çamlıca tepelerini, abantı, kapanan bolu dağı yolunu, yıllar önce bele kadar karın yığıldığı bahçesine kendimi koşa koşa attığım topkapı sarayını, sonra bana "abla ne yapıyorsun orası askeri bölge" diye bağıran askeri, iliklerime kadar üşümeyi, ayaklarımın hangi ayakkabıyı giyersem giyeyim sucuk olmasını, donan burnumu, çam ağaçlarını, bir akşam cihangirde bir müdürümün evinde içtiğim tadına doyum olmaz sıcak şarabı, aynı mahallenin sokağında fırın tepsisinde yokuş aşağı kayan çocukları, kaynar gibi yanan el yakan kaloriferleri, dört yılımı geçirdiğim, dizlerime ama gerçekten dizlerime kadar karı ilk kez hissettiğim, içime ilk kez kocaman kar topu yediğim buzzz gibi edirneyi, işsiz olduğum bir dönemde annem ve babamla kemerburgazdaki evimizde günlerce mahsur kalışımızı, ama gerçekten arabanın çıkamayacak, kardeşlerimizin gelemeyecek şekilde mahsur kalışımızı, annemle sabah akşam börek yapıp film izlememizi, tüm bunlar olurken benim acı bir şekilde kocaman bir kitabı türkçeye çevirmek için canla başla çalışmamı, yünlü çorapları, saflığı, temizliği, duruluğu, camdan dışarı bakmanın gerçekten insana keyif, mutluluk ve huzur vermesini hatırlatır...
ya sana neyi hatırlatır?

(Hamiş: bu sabah annem aradı. onlar artık güzelcede oturuyorlar. önlerinde deniz, yanlarında küçük evlerle kentten uzak mutlu bir hayatları var. neyse, annem dedi ki buralar feci kar kızım. annecim ben göremiyorum ama. "ee ben sana resmini çekip göndereyim cep telefonumla"... "anneciğim sen mesaj bile atamıyosun doğru düzgün bi de resimlisini mi göndereceksin..." "dddıııııtttttttt..." telefon kapandı. annem çok sinirlendi bana:) ardından da yukarıdaki resim geldi mesaj olarak... ben çok utandım. anneciğim o yüzden de yukarı güzelim istanbulun güzelim güzelcesinden senin yolladığın resmi koyuyorum.. ellerine sağlık canım benim.. hee bu arada özür dilerim!:)

2 yorum:

aycan dedi ki...

evet ya bilgecim..ne soğuk olurdu edirne kışları...okuldan eve gidene kadar buz keserdik...dondurucu soğuguna rağmen ne güzeldi edirne'de kış günleri..

Bilge dedi ki...

Evet yaaa yavru... amma donardık di mi.. hele bizim sonradan çıktığımız bir ev vardı ya en üst kat. mutfağı nasıl olurdu? aradaki aralıktan yemin ederim bir kişi sığardı di mi:)) yoksa o dördümüzün evi miydi? ayy kafam tamamen karıştı...
evet yine de güzeldi... hem de çok:))