18.8.10

Maçka'da buluşalım Maçka'da buluş





Serin bir rüzgar esiyordu... İstanbul'u sabahın 7sinde terk etmiştim, ama o saate karşın yine de ter içindeydim. Sabahın köründe gazetenin aracı geldi ve beni havaalanına bıraktı. çantama bir iki tişört almıştım çünkü hava sıcak diyordum. oysa ki bilmiyordum ki serin karadenizin esen rüzgarlarını.
sanırım haber merkezine geçmemin en güzel yanı güzelim türkiyemin güzelim köşelerini geziyor olmam oldu. gaziantepten sonra bu kez yolum Trabzon'a düşmüştü. 88 yıl sonra Sümela Manastırı'nda yapılacak ayini izleyecektim. Bizim Trabzon'da zaten süper bir ekibimiz vardı, amaç onlara destek vermek, olanlara bir de İstanbullu gözüyle bakmaktı. bazen içinde olunca her şeyi göremezsin ya, biz de işte o "yabancı" oluyoruz bu gibi durumlarda...
Foto muhabiri arkadaşım Ferhatla havaalanından kiraladığımız araçla başladık Trabzon sokaklarını arşınlamaya. Kendilerinin ehliyeti olmadığından tüm sokakları ben arşınladım aslında. Önümdeki tabelalarda Rize, Samsun, Erzurum yazıyordu. Ne kadar uzaktaydım İstanbul'dan...
Tüm yollar tek yöndü. Bir arkadaşım "sağı solu karıştırmasınlar diye öyle yapmışlardır" dedi. Aslında olabilir de... Kızmasınlar ama Karadenizliler gerçekten çok komikler. Hele Rizeliler. Bizim Trabzon bölge şefe Ulaş öyle hikayeler anlattı ki yerlere yattık...
Ayinden bir gün önce de Sümela'nın yer aldığı Maçka'ya yola çıktık. Maçka Trabzon merkezden 20 dakika falan sürüyor. Ama ben yolları bilmediğim için biraz daha uzun sürdü. Bir de bir noktadan sonra yukarı doğru virajlı tek yön bir rampa tırmanıyorsunuz. Biz tırmandıkça hava serinledi. Püfür püfür rüzgar esmeye başladı. Açtık camları içeri doldu yeşilliklerin güzel kokusu. İliklerimize kadar üşüdük 22 dereceydi neredeyse.
Maçka yolundan dönerken Coşandere tesisleri üzerinde Akçabat köfte yedik (biraz çakmaydı ama olsun). lezzetliydi yine de. Yanımızda gürül gürül akan derenin sesine dalıp 10 dakika kestirmişim bile. o ne huzurdu öyle...
Sevdim Trabzon'u; İstanbul'un sıcak karmakarışık dünyasından sonra sade, yalın ve serin geldi. 50'sinden sonra yerleşilecek yerler listesinde ilk beşe Maçka da girdi. Gerçi Karadenizlilere göre hiçbir şey görmemişim ama olsun bu da şimdilik yetti bana... Ver elini Anadolu...!!!

2 yorum:

SELEN dedi ki...

Sonunda bişeyler yazdın be canım,dört gözle Karadeniz sonrası yazacaklarını bekliyordum doğrusu.Ve bir solukta da okuyorum,fotoğraflara bayıldım,güzel memleket ne diyeyim ki daha?

Bilge dedi ki...

Bayıldın di mi... yaa ne güzel memleket bizimkisi... gez gez bitmez. gerçi türkiyeyi gezmek konusunda senin ve ibrahimin eline su dökemem:)) gitmediğiniz il kaldı mı sizin?