14.4.10

Lyon... Fransa'nın küçük ama şirin kenti...



Lyon, Fransa’nın orta-güney bölgesinde minik bir kent. Kardeşime göre burada çok fazla göçmen-yabancı yokmuş. Genelde yabancılar oraya okumak için giden öğrencilerden oluşuyor. Etrafa baktığımda incecik ama gerçekten ileri yaşta bile olsalar en fazla 40 beden kadınlar ve erkekler gördüm. Hepsi mi incecik olur yaa... Fransızlar zayıf derlerdi de inanmazdım. İnce uzun insanlar.

Dümdüz bir kent Lyon. Yürü yürü dur. Belki de zayıf olmalarının en büyük nedeni budur dedik kendi kendimize. Lyon’da en güzel ne yapılır? Rhone nehri çevresinde yürünebilirsiniz, ayışığının keyfini çıkarabilirsiniz. Eski Lyon anlamına gelen “Vieux Lyon”da gezinebilirsiniz. Daracık sokaklarda, Arnavut kaldırımları üzerinde adımlarınızı yavaşlatıp taş evlere hayran kalabilirsiniz. Aslında bizim Tarlabaşı’ndaki evlere o kadar benziyorlar ki. Binaların büyük bir kısmı 1800’lerden kalma, oymalı girişlere sahip, balkonsuzlar. Ancak içinde yürümek bile insanı korkutan Tarlabaşı’ndan çok daha bakımlı, gösterişli ve güvenli bir bölge burası. Binaların altına lokantalar açmışlar. Genelde “menu” usulü çalışıyorlar. Bir başlangıç, ana yemek ve tatlı, 12-25 euro arası. İsterseniz kafanıza göre takılıp da karnınızı doyurabilirsiniz menüden ayrı olarak.

Lyon’un ana caddesi Victor Hugo denilen yer. Sokağa çıkan Belle Cour denilen büyük bir park var. Tipik Avrupa kenti; bisiklete binenler, paten kayanlar, çocuklarını gezdirenler. Biz gittiğimizde paskalya tatili başlamıştı ve sokaklar tıklım tıklımdı. Funikülere binerek kentin tek yüksek noktasındaki kiliseyi de ziyaret edebilirsiniz. Bir de cumartesi günleri ile pazar 12’ye kadar açık olan halk pazarına da uğramadan dönmeyin. Nehrin hemen kenarına kuruluyor. Birbirinden güzel peynirler ve deniz ürünleri var. Oradan alıp arkasındaki kafelerde yiyebilirsiniz. Bu arada pazar günleri neredeyse bütün mağazalar, marketler kapalı. O yüzden ne alacaksanız mutlaka cumartesinden halledin. Biz kardeşimin yurdunda pazar akşamı yemek yapalım dedik de hiçbir malzememiz olmadığı için vazgeçmek zorunda kaldık. Yemeklerin büyük bir kısmında domuz eti var; yemeyenler için söyleyelim “poulet” tavuk; “bouef” (sanırım böyle yazılıyordu) ise dana eti anlamına geliyor. Hani bilgeden söylemesi. Hee bir de unutmadan haşlanmış midye var; bizim midye dolmanın içinde pirinç olmayanından en az 40 tane alıyor, bir tencerenin içine atıyor, sosla kaynatıp getiriyorlar. Tencereden de açıp açıp yiyorsunuz. Çok merak ettim nasıl bir tadı olduğunu ama işte bir onu yapamadan dönüyorum... Geri dönecek bir nedenim kaldı sonundaJ...

Lyon gerçekten güzel bir kent. Birbirinden güzel ve düzenli binalar, kalburüstü insanların yaşadığı sokaklar, geniş meydanlar, temiz hava ve lezzetli Fransız şaraplarıyla süslü bir kent işte. Paris’in karma karışık dünyasından çok farklı, sessiz, keyifli bir kent. Bilge tavsiye eder de eder...

 

Hiç yorum yok: