18.5.09

Milli heyecan eurovizyon ve yürek hoplatan telefon!!!



Cumartesi gecesi evde oturdum eurovizyon'u seyredeyim diye... koydum çayı, aldım çekirdeği oturdum koltuğa...
ben hep sevmişimdir bu şarkı yarışmasını. daha küçükken, mesela 16-17 yaşlarımızda yaza denk gelirdi sanki öyle kalmış aklımda. toplanırdık yazlıkta birinin evinde (bu ev genellikle okan-koray kardeşlerin evi olurdu)... hepsini baştan sona dinler oy verirdik. aramızda müzisyen çoktu. okan bas çalardı, koray bateri... onur vardı sonra hollandaya gitti müzisyen oldu. sağlam ekiplerdi. sonra bende alışkanlık kaldı eurovizyonları arkadaşlarla izlemek. evet çok iyi müzikler olmuyor, saçma sapan şarkılar birinci oluyor, artık "komşu komşuyu mutlu etsin"e döndü, ama yine de eğlenceli. başka ülkelerin ezgilerini koreografilerle izlemek çok güzel bence.
ama eurovizyon deyince aklıma bir anım geliyor hep... hem komik, hem de tam dudak uçuklatan cinsten. yıl 2003. liseden bir arkadaşımla benim evde açmışız "halka"yı izliyoruz. korku filmi vardı ya bir dönemin ünlüsü...
aynı akşam da sertab'ın yarıştığı eurovizyon var. ama arkadaşım çok cool izlemez öyle "sıradan" yarışmaları... neyse izledik halkayı, ben bayağı gerildim. saat oldu gece 1 gibi... merak ediyorum yarışma ne olmuş ama ben de "cool" olcam ya açamadım hiç...
neyse filmi izleyenler varsa hatırlarlar; filmde telefon çalıyor hatırladığım kadarıyla. açıp konuşursan 7 gün içinde öleceksin demektir... neyse filmi izledik, tam bitti... çaldı mı bizim salondaki telefon... ama ben üç buçuk atıyorum. diyorum ki bu da kim gecenin bir yarısında. saat olmuş kaç. arkadaşım bana bakıyor ben ona. neyse dedim ve açtım. ama ses yok dinliyorum. 7 gün içinde kesin ölcem artık kabullenmişim... karşıda sınıf arkadaşımız derya. "bilgeeeeeeeeeee birinci oldukkkkk birinciiiiiiiiiiiii" diye bağırıyor. nerde birinci olduk? birinci ben mi gitcem öte tarafa. tek gitmem valla banane.
"allah belanı versin, ne arıyosun ödümüzü kopardın" falan dedim ama onun anlayacağı yoktu. yani saatin bir vaktinde ona halka, 7 gün, ölcem falan dedim ama umrumda değildi. kapattık telefonu açtım trt-1'i. bir anda evin havası değişti, ama ne kadar tırstığımızı bir ben bilirim bir de allah...
böyle işte... cumartesi günü de yine izledim oturup. hiç beğenmediğim, zap yapıp geçtiğim şarkı (norveç) birinci oldu, en sevdiğim (moldova) ise ilk 10'a bile giremedi. benim eurovizyondan yana ne bir şansım ne de tahmin yeteneğim var ben bunu anladım... ya da gerçekten çok kötüler kazanıyor ne bileyim...
yukarıya aslında moldova'nın videosunu koyacaktım ama Türkan Saylan'ın öldüğü gün oynak bir şeyler dinlemek istemedim. o yüzden de bugüne kadarki yarışmalarda en beğendiğim birincilerden birini yerleştiriverdim. karadağ'dan lane moje adlı şarkı... iyi dinlemeler...

Hiç yorum yok: