27.4.09

Gökten vapura bir kitap düşmüş, bilge de kapmışşşşş


Geçen vapurdayım. Hani şu yeni hizmete girenler. Ne kadar güzeller. Tertemiz, geniş, kat kat çık bitmiyor. Yukarısı ayrı bir keyif, arkası ayrı, içi ayrı. Mis gibi büfesi, tertemiz her yer. Bir de kapısı var biliyor musunuz inerken... öyle eskisi gibi halatın arkasında bekle, yanaşırken atla yok. bitti o günler. uzay üssü gibi kaygan kapılar var. önce vapur yanaşıyor, ardından demirden iskeleyi yerleştiriyorlar. sonra otomatik kapı açılıyor, insanlar iniyor. allahım dedim bu ne medeniyet. neyse herhalde artık atlarken iki arada kalıp kimse ölmeyecek...

neyse gündemim bu değil benim şimdi. neyse vapurdayım. koltuğun üzerinde bir kitap. istanbul büyükşehir belediyesinin baskısı. kimbilir nedir diye elime aldım. adı "yabancı gazetecilerin gözüyle istanbul"... adından da anlaşıldığı gibi dünyanın dört bir tarafından görev yapmak üzere buraya gönderilen ya da kendi istekleriyle gelen gazeteciler, istanbul'u nasıl gördüklerini anlatmışlar.

kitabın girişinde de topbaş bir not yazmış. lütfen bu kitabı okuduktan sonra bir toplu taşıma aracına bırakınız ki başka istanbullular da okusun. gerçekten bitirdikten sonra bırakacağım. sonlarına yaklaştım.

içeriğini sorarsanız, öyle güzel anlatmış ki gazeteciler İstanbul'u... Aralarında Amerika, Suriye, Katar, İngiltere, Japonya'dan gazetecilerin hikayeleri var...

Mesela Referans gazetesinden David Judson şöyle anlatıyor Türkiye'ye ait bir detayı: "Bu seyahatte Türkçe dilbilgisiyle ilgili ilk ciddi dersimizi de almış olduk. Edilgen fiil çatısının en çok ve en kibar şekilde kullanımını anlatmak için önümüzde "sigara içilmemesi rica olunur" yazısını taşıyordu. Daha sonra sigara ve diğer şeylerin engellenmesinin daha basit bir şekilde ifade edilebileceğini öğrenmiştim: Yasak!!!"... :))

istanbul'a dair ise ne güzel sözler kullanmış: ... beni geri getiren bu tavırdır. İstanbul bir kadına benziyor ve onu tarif etmeye; övmeye çalışanlara kahkahayla gülüyor. fakat bu kibar ve akıllıcı kahkaha insanı dönüp bakmaya kışkırtıyor. Ve ben defalarca, defalarca baktım ona..."

Bir diğeri de Tacikistan'dan Muratali Umarov... 6 günlük bir İstanbul gezi planı yapmış Umarov muhteşem bir liste ama. arka arkaya sıraladıktan sonra gezilecek yerleri şöyle bitiriyor: gerçeği söylemek gerekirse bu şehirde yaşadığım 10 sene içinde tarihi mekanların tamamını gezebilmiş değilim. ama sanırım bir tarih bilimci ya da tarih uzmanı istanbul'u incelemek için bütün hayatını harcasa bile ömrü vefa etmeyeceğine göre ben de mazur görülebilirim..."

Ben hala okuyorum kitabı. bitirdikten sonra da yine bir vapur koltuğuna bırakacağım... üzerine bir de tarih atarak. artık kimin kısmetine düşerse..

(fotoğraf bu pazar günü hatırası... hava ne güzeldi değil mi; kış geri geldi yaaa)


Hiç yorum yok: