20.3.09

Müzik dünyası mı kirli dünya mı çok temiz biz mi çok safız?


Kötü bir müzik dinleyicisi değilimdir; öyle en yeni çıkanları çok iyi bilen cinsten de değil ama... rock müziktir beni anlatan ezgiler. eminim benim gibi deli, sabahın 7'sinde radyo eksenle güne başlayan...takılmışımdır mesela bir U2, Coldplay ve Bruce'a kolay çıkamam. Ama açığım; varsa önerileriniz güzel.

ama müziğin dünyasını çok yakından bilmiyorum aslında...

ben gazete dünyasını bilirim. keyiflerini, dönen dolapları, kimin odasından kimin girip çıktığını, milletin ballandıra ballandıra okuduğu bazı köşe yazarlarının oralara nasıl geldiklerini mesela. bizimkisi içi dolu turşucuk misali. biraz ekşi, görünüşü çirkin ama içi keyifli bir meslektir. en azından rahat, kendine has bir dünyası olan bir meslek olduğu kesin. yine doğsam yine gasteci olurdum (ama ilk hayalim voleybol oyunculuğuydu. neyse reenkarne olursam düşünürüm)

müzik dünyasını tanıma çabalarıma dönüyorum. dün akşam peyk grubunun (bakınız önceki bloglar - http://www.peykweb.com/) solistiyle tanıştım. irfan... çok içten biri... her müzisyen gibi derin, bu dünyaya ait olmadığı kesin; tüm çarkın dişlilerinde yok olmak istemeyenler gibi. daha geri planda kalıp keyifli ve istenilen değil (ona göre kız müziği-ilginç di mi:)) istediği müziği yapmak istiyor. belki de çarkın içine girmezsen bunu yapabilirsin. özgürlüğün birinci koşulu: kimseye bağlı kalmamak...

aslında şarkıcıların magazine düşen haberlerinin hiç de göründüğü gibi olmadığını, albümlerin satılması için, kliplerin yayınlanması, istiklal'de çalınması için ne numaraların yapıldığından dem vurdu. orasının da diğer meslekler gibi var olabilmesi için çirkin oyunlara başvurması ne kötü.

etrafımızda temiz ne kaldı ki desenize... gerçekten müzikten anlayan, bu işi hakkıyla yapmak değil amaçları ona göre; tek istenilen para kazanmak!

bir de ironik bir hikaye anlattı. yaa saçları uzun (bu benim fikrim) ve "tipini beğenmedikleri" için bir bara almamışlar (hala bu kafa...) çünkü barın sahibi bankacı ama müzikle çok ilgilenmeyen cinsten. "seni hiç tanımıyorum" diye kestirip atmış. asıl komik olansa birkaç hafta önce peyk'in orada canlı sahne almasıymış. nasıl bir şey bu!!! (ki bence aramızda kalsın ama tipi çok da fena değildi hani, ben patron olsam kesin alırdım:))

neyse kadınsal bakış açısından profesyonelliğe geçiyorum yeniden. ikinci albümleri hazırmış. ben de merakla bekliyorum. kayıt için stüdyoya girme sözü aldım. o zamana kadar daha çok müzik dünyasının dedikodularını alırım ben. sizde de varsa beklerim...

2 yorum:

Egek dedi ki...

Böyle olumsuz başlığın altında Peyk'in resmini görünce şaşırdım, hakkında kötü bir şeyler yazdın sandım. Öyle değilmiş ama :) Daha bugün oda arkadaşımda klibine rastladık, oda arkadaşım baya ilgileniyor bu grupla. Odada Peyk'in parçalarını çalıp duruyor. Grup üyeleriyle de tanışmış mı ne, öyle bir şeyler de diyordu. Sadece müzik dünyası mı kirli; temiz bir alan göremiyorum ben... Daha yeni seçimler oldu (ki sen de baya yazmışsın seçim üzerine), ne olaylar çıktı benden iyi bilirsin.

Neyse yau, klibini izledikten sonra rastgele vurduğum blogunda da Peyk'i görmek şaşırttı beni, bir iki şey karalayayım dedim... Bana çok oluyor bu, aynı şeyi iki alakasız yerde çok görüyorum.

Voleybol oyuncusu olmak isterdin ama gazeteci mi oldun? Gazetecilik de hoş gelir bana hep. Biraz zor bir mesleğe benziyor ama yer yer keyifli olsa gerek. Ben de uzayla-gökbilimle ilgili bir meslek sahibi olmak isterdim, şimdi ise alakasız bir bölümde okuyorum... Ehem, neyse, bak şimdi nerden nereye geleceğim. Blogunun sağ şeridinde NASA'nın image of the day köşesini gördüm ve o köşe acayip hoşuma gitti. Nasıl koyduğunu merak ettim. NASA'nın sitesinden RSS almayı denedim; ama gel gör ki link olarak çıkıyor sadece. Seninki ise çok güzel, resim ve altında açıklaması var. Yanıtlarsan çok sevinirim.

Tanrım, ne uzun yazmışım, umarım okurken sıkılmazsın... Bleh, daha şeyler yazacaktım ama boş ver o zaman. Haydi iyi günler dilerim.

Bilge dedi ki...

Selam Ege... ne kadar uzun, ne kadar keyifli ve ne kadar içten yazmışsın... Yok sen yaz, ben okurum. işim bu okumak ve yazmak zaten:))

voleybol oyuncusu olmak isterken gazeteci olmadım. dur!:) voleybolu çoktan bırakmıştım. gazetecilik ise hep aşkımdı. yıllarca aç susuz çalıştım, ama sonunda oldum! bu arada ben de alakasız bir bölümden -kimyadan- mezun oldum. diyeceğim o ki, boşver bölümü. istediğin mesleği yap! anca o zaman severek yapabiliyorsun bence...

NASA resmine gelince. o blog'un kendi içinde var. yani özellikler diye bir bölümünden kendisi otomatik veriyor istediğinde. o yüzden benim sitemdekilerle yetinebilirsin şimdilik:))

son bir not: peyk grubunun solisti ilhan benim çok yakın bir arkadaşımın tanıdığı. öyle tanıştık. müziğini seviyorum. hafif mistik, durağan, söze dayalı. tam benlik.

ve son bir not daha (bak senden de uzun yazabiliyorum:)), evet bence de her şey kirlendi. ama biz temiz kalalım...

sevgiler